25 Kasım 2009 Çarşamba

MİDYE TATLISI


Son iki bayramdır bu tatlıyı yapıyorum; hem kolay geliyor, hem de görüntüsüne bayılıyorum. Yalnız hoşuma gitmeyen birşey var bu tatlıda: sonraki günlerde yumuşamaya başlıyor. Son yapışımda hepsini şerbetlemedim bu yüzden, yedikçe şerbetledim. Yumuşamasının sebebi hamurunda maya olması diye düşünüyorum. Bu sene kısmet olursa klasik baklava hamuruyla deneyeceğim. Deneyen arkadaşlarımız varsa, sonucu paylaşırlarsa sevinirim. Ben klasik midye tatlısı tarifi vereceğim şuan:
Malzemeler:
  • 1 yumurta
  • 1/2 paket kabartma tozu
  • 20 gr.yaş maya (ben yarım paket instant maya kullandım)
  • 1 çay bardağı sıvıyağ
  • 1 çay bardağı süt
  • Açmak için nişasta
  • 1 fiske tuz
  • Aldığı kadar un
  • İçine 1 su bardağı kadar iri çekilmiş ceviziçi (ben robot yerine bıçakla parçaladım)
  • Üzerine 150 gr. tereyağı
şerbeti için:
  • 3 su bardağı şeker
  • 3 su bardağı su
  • yarım limonun suyu
yapılışı:

Süt, yağ, yumurta çırpılır. Azar azar un eklenir. Biraz kulak memesinden sertçe bir hamur hazırlanır. 10-12 eşit parçaya ayrılıp bezeler yapılır. Bezelerin yarısı ayrılıp üzeri havluyla kapatılır. Diğer kalan bezeler çay tabağı büyüklüğünde açılır. Aralarına nişasta serpilerek üst üste konduktan sonra mümkün olduğunca açılır. sonra bu hamurdan rulo yapılır ve dinlenmeye alınır. Aynı işlem diğer bezelere de uygulanır. Rulolar buzdolabında yarım saat kadar dinlendirilir. Rulolar 1 cm. kalınlığında kesilir ve yan yatırılıp açılır. Şekilleri yuvarlak yerine oval olursa daha güzel oluyor. Ortalarına 1 tatlı kaşığı ceviz eklenip kapatılır. Fırın tepsisine dizilen midyelerin üzerine erimiş tereyağı gezdilir ve 180 derece ısınmış fırında kızarana kadar pişirilir. Şerbeti dökmek için birisi ılık birisi soğuk olmasını tavsiye ederim. Yukarda bahsettiğim gibi yumuşama riski var.

Efendim afiyet olsun...
İyi bayramlar dilerim.

16 Kasım 2009 Pazartesi

NAR EKŞİSİ yaptim:))

Nar ekşisini çok seviyorum, özellikle kısıra çok yakışıyor. Ancak marketten aldığım bütün nar ekşileri yapay gelmeye başladı bana. İçinde bu kadar katkı maddesi varken, reçel bile almak istemiyorum. Zaten yapımları bu kadar basitken neden zararlı katkı maddelerini vücudumuza depolayalım.
Nar bu kadar bollaşmışken nasıl yapıldığını araştırayım dedim; sadece kaynatılıyormuş. Eh kim tutar beni!:)
Evde 3 tane nar vardı, ekşi mi ekşi:)
Hemen kestim ortadan ikiye. Narenciye sıkacağında sıktım, sonra kabuğu elime alıp limon sıkar gibi kalan suyu da sıktım. Sonra kaynatacağım tencereye süzerek koydum ve kaynatmaya başladım. Kaynayınca altını iyice kıstım. Uzuuunca bir süre kaynattım, köpüklerini aldım. Ara sıra geldim, kontrol ettim. Miktarı her kontrol edişimde biraz daha azalıyordu, başkada bir değişiklik yoktu. Son kontrol edişimde dedim bu olmayacak herhalde, yoksa tencerede bitecek:)

Soğuduğunda biraz kıvam aldığını görünce sevindim. Hemen tadına baktım, aldıklarımdan çok daha lezzetli ve ekşiydi:) Hemen şişeye koydum, kaldırdım dolaba. 3 nardan çıka çıka bu kadar çıktı: yarım çay bardağı. Ama bayıldım. Bundan sonra hazır alacağımı sanmıyorum. Hemen sizlerle paylaşayım dedim. Hatta ben bundan sonra salatalara nar taneleri eklemeyi ihmal etmeyeceğim.

Efendim afiyet olsun...

13 Kasım 2009 Cuma

SOMON ŞİŞ (TAVADA)

Çocuklar için sürekli değişiklik peşindeyim. Bu aralar hep balık yedirmeye çalışıyorum. Marketten dilim halinde aldığım somonları bu kez küp şeklinde doğradıktan sonra tuzlayıp, mısır ununa bulayıp bol yağda kızarttım. Onlar için mangal keyfi oldu. Çocuk olmak güzel şey. Sadece şişler yetiyor onları ikna etmeye, ama bana yetmiyor:)
Sizlere de gerekliyse böyle ufak değişiklikler fikir olsun istedim...

Efendim afiyet olsun...

FINDIKLI PESTO SOS




Yıllardır yaptığım, ailece evimizin vazgeçilmezi pesto sosumuz... Bu tarifi yine yemekbiz dostlarımdan almıştım. Güzideciğim bir kez daha teşekkürler tarif için. Tarif orjinalinden biraz değişti, her yıl kendimce ufak değişiklikler yaptım ama özünde aynı sos. Fesleğen bulamazsam reyhan kullanıyorum, çamfıstığı yerine fındık kullanıyorum. Sizlere son halinin tarifini yazıyorum:

Malzemeler:
  • 1 demet taze fesleğen veya reyhan
  • 1 çay bardağı fındık
  • Yarım çay kaşığından az tuz
  • 1 su bardağı kadar sıvı yağ(Ben ayçiçek yağı kullanıyorum)
  • 1 diş sarımsak
Yapılışı:
Fesleğenler yıkanıp kurutulur. Mutfak robotunun haznesine konur. Üzerine sarımsak, fındık ve tuz eklenir. Bu aşamada biraz robottan çekiyorum. Sonra azar azar yağını ekliyorum. Yağı üzerine çıkacak kadar olduğunda robotta çekme işlemini bırakıyorum. Resimde gördüğünüz kavanozlara paylaştırıp buzdolabına kaldırıyorum. Buzdolabında 1 ay kadar durabilir. Bütün kış dolabınızda olsun isterseniz fazla yapıp uygun kaplara koyduktan sonra dondurucuda saklayabilirsiniz.

Bu sosu makarnalarda, domates soslarında, salatalarda severek kullanacaksınız. Hatta çok sevecek her yerde kullanmak isteyeceksiniz:)
Efendim afiyet olsun...

11 Kasım 2009 Çarşamba

ERİK REÇELİ

Bu eriklerin cinsi Angeleno erik idi. Muhteşem renkleri vardı. Reçellerin görüntüsü beni deli ettiğinden hemen reçelini yapmak istedim. Az kaynatmama rağmen çabuk jelleşti haberiniz olsun:)
Malzemeler:
*1kg. angeleno erik
*750gr. toz şeker
*çeyrek limonun suyu
Yapilisi:
Erikler doğranır ve çekirdeğinden ayrılır. Tencere konur ve sekeri eklenir. Yarım çay bardağı su ile birlikte kısık ateşte pişirilir. Yarım saat sonra limon suyu eklenir, pişirilmeye devam edilir. İstenen kıvama gelen reçel ocaktan alınıp soğumaya bırakılır. Kaynatılıp kurutulan kavanoza konup rafa kaldırılır.

Efendim afiyet olsun...

ELMALI RULO KURABİYE




Malzemeler
Harcı için:
· 6 elma
· 150gr. toz şeker
· 1su bardağı iri dövülmüş ceviz
· 1 tatlı kaşığı tarçın
Hamuru için:
· 250gr. Margarin+1çay bardağı sıvı yağ
· 4 çorba kaşığı toz şeker
· 1 yemek kaşığı yoğurt 
1 yemek kaşığı nişasta 
1 adet yumurta
1 paket vanilin
· Yaklaşık 5 su bardaği kadar un(hamurun kivamina göre dikkatli eklenecek)
Dilerseniz pudra şekeri



Yapılışı:
Elmalar soyulup, rendelenir ve şekerle birlikte, suyunu çekene kadar pişirilir. Ceviz ve tarçın eklenip soğumaya bırakılır. Hamuru: Yağ, yoğurt ve şekeri karıştırılır. Unu eklenip, yumuşak bir hamur elde edilir ve 20 dakika kadar buzdolabında dinlendirilir.

Hamuru açılır ve elmalı harcı her yerine sürülür. Sıkıca bir rulo yapılıp, bir parmak kalınlığında kesilir. Buzdolabinda en az yarim saat dinlendirirseniz daha kolay dilimlenir. Dilimler pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine dizilir. 180 C’de yaklaşık 25dakika pişirilir. İyice soğuttuktan sonra istenirse üzerine pudra şekeri serpilir.
Efendim afiyet olsun...


1 Kasım 2009 Pazar

DEV CUMHURİYET PASTASI


Bu yil cumhuriyet bayrami kutlamalarinda Acity oldukca ilgi cekici birsey yapmisti. Palyacolar cocuklari eglendirilerken pasta yiyeceklerini soylediklerinde, cocuklarim israrla kalmak istediler. Ne yalan soyleyeyim, buyuk izdiham olacagini dusundugumden ve malum salgin hastalik kol gezdiginden, bir an once onlari kalabaliktan uzaklastirmak istedim ve daha cekici yerlere goturerek oyaladim onlari. Donuste kazara pastayla karsilastik:) Kalabalikta pastayi gorememistim ama karsima ciktiginda gozlerime inanamadim. Kalabalik oldukca dagilmisti ve pastayla burunburuna geldik:) Gercekten cok buyuk bir pastaydi ve yuzlerce insana dagitilmis pastanin sadece kucuk bir kismi dagitilmisti. 20 metrekarelik bir pastaymis. Plastik tabak bittigi icin bekliyorlardi. Benim afacanlar tabaga ihtiyac bile duymadilar, gidip birer dilim aldilar ellerine:) Cok hos gorunuyorlardi, birsey diyemedim artik. Eh kismetleri varmis o koca pastada... Sizlerle de sadece arka plandan cekebildigim pastanin resmini paylasmak istedim.

11 Ekim 2009 Pazar

BEBEK BATTANİYESİ



Biraz konu disina cikiyorum yine, umarim begenirsiniz:)

Sanal dostluklarin gercege dönüsebildigi bir gercek. Guncel hayatimizda karsimiza cikamayan insanlar nette cikabiliyor karsimiza. İste oyle bir arkadasim, kardesim gibi oldu kisa zamanda. Bebeginin yola ciktigini duydugumda ona el emegi bir hediye hazirlamak istedim. Aradim taradim, en cok bu battaniye hosuma gitti. Kursum oldugu icin yetistiremeyecegimden korktum ama dogumdan once yetistirdim:) Sagolsun kardesimde begendi de, iyice icime sindi.
Kenarlari harosa, ortasi duz orgu ve iki kalin sac orgusu var. Battaniye bittikten sonra kalin saten kurdela gecirdim. Daha sonra arka tarafina sadece duz orgunun arkasina pazen diktim ki orgu bebegi rahatsiz etmesin. Yaz bebegi olacagi icin de koton ipten ordum. Oldukca basit ama hos bir model. Minik Dilaramiz saglikla buyusun insallah:)

29 Ağustos 2009 Cumartesi

MUZLU TART

Tart ne'li olursa olsun seviyorum sanirim:) Aslinda joleyle aram pek yoktur; kendimize yapiyorsam elimden geldigince az dokuyorum joleyi, hatta fircayla meyvelere suruyorum bazen sadece ama geri kalan kismi zevkle tuketiyorum. Ramazan da sizlerin de cani ister mi bilmem ama burdan buyrun:

Hamuru için:
*500gr un
*250gr margarin(içinden biraz alıp kalıbını yaglayın)
*2 yumurta
*150gr. pudra şekeri
*vanilya

Bütün malzemeleri karıştırıp tart hamurunu oluşturun ve yağladiginiz kalıba bastirarak kenarlarida kaplayacak sekilde kaplayin. Kabarmamasi icin catalla üzerine batirarak delikler açın ve hemen fırına verip kızarana kadar pişirin. Soğumaya bırakın.

Kreması için:
*500gr. sut
*4 yemek kaşığı un
*6 yemek kaşığı şeker
*vanilya
*1paket krem santi
*1bardak süt

Kremadan artacaktir. Dilerseniz yarim ölçü yapabilirsiniz, dilerseniz benim yaptigim gibi dibine meyveler dilimlediğiniz kuplara bölüştürüp serin serin yemek üzere dolaba kaldırabilirsiniz:-)

Süte unu karıştırıp pisirmeye başlayin kaynamaya başlayınca sekerini katın. Bir iki dakika kaynadıktan sonra altını kapatıp vanilyayı ekleyin. Ayrı bir kapta 1bardak sutle hazırladığınız kremsantiyi soğumus kremayla karıştırın.

Tart hamuru ve krema tamamen soğuduktan sonra paketteki tarifine gore jole hazirlayin. Tart hamurunun üzerine önce ince bir tabaka halinde kremayı sürün, sonra muz dilimlerini dizin.Üzerine jölesini sürüp dolaba kaldırın.


EFENDİM AFİYET OLSUN...

19 Ağustos 2009 Çarşamba

SAYISTAY KAMPI

Bu yil son anda bir degisiklikle sayıstay kampina gittik tatile. Hic bilmedigim biryere gitmenin verdigi sıkıntıyla oldukca fazla esya goturmusum. Biz misafir olarak gittigimiz icin konuklardan hicbirisini tanimiyorduk. Biraz format disina cikarak sizlere bu mekandan bahsetmek istiyorum.
Beklemedigim bir sekilde dinlendigim bir yer oldugunu soyleyerek oncelikle guzelliklerinden bahsedecegim. Mekan olarak oldukca genis bir alanda cicekli behcelerin arasinda tertemiz bir yer.
Yemek salonunun uzaktan gorunusu:

Havuzu cok buyuk olmamasina ragmen kalabalik olmadigi icin sıkıntı olmuyor. Ayrica havuz disiplini olan bir mekan. Tertemiz bir havuzu var. Su duzenli olarak tahlil ediliyor. Terlikler disarda cikariliyor ve ayak havuzuna ve dusa girmeden havuza girilmiyor. Havuz sorumlusu bunun takibini yapiyor. Ayrica tuvalet alan disinda ve terlikler disarda oldugu icin tuvaletten gelen kisi yine ayaklari temizlenmeden havuz sahasina giremiyor. Bu konu gittigim bir cok otelde beni rahatsiz ettigi icin ozellikle belirtmek istedim. Ayrica tuvalet aliskanligi edinmemis kucuk cocuklar buyuk havuzuna giremiyor. Yani gonul rahatligiyla yuzebileceginiz bir havuzu var.

Buyuk havuz:

bu da kucuk havuz:

Yemekler alacarte gunleri disinda tek cesit. Ama tabldot falan degil. Corba salata ana yemek meyve ve/veya tatli olabiliyor. Alacarte sectiginiz zaman yemegin sonunda ekstra ucret oduyorsunuz ama oldukca cuz'i bir ucret.


yukardaki resimde sus havuzu, aksamlari yemekten sonra cayimizi burada ictik...

Odalarda tv yok, yemek salonunun kenarinda buyuk bir tv var sadece. Odalarin hepsi klimali degil, biz haziran doneminde klimasiz odada cok rahat kalabildik. Sicak sorunumuz olmadi. Odalara gunes dusmeyecek sekilde planlanmis. Odalarda buzdolabi mevcut. Ailece gidecekseniz, icice iki oda veriyorlar. Yalniz onemli bir sorun var, nevresim vermiyorlar. Havlu ve nevresim ihtiyacinizi kendiniz goturuyorsunuz. Bence boyle bir tesis icin buyuk eksiklik... Ayrica kaldigimiz bir hafta internetten mahrum kaldik diyebilirim. Tesiste kablosuz baglanti olmadigi gibi yandaki otellerden birisi faal olmadigi icin, digeri de nedense cekmedigi icin interetten mahrum kaldik. Tesisin disinda yoldan ana yoldan giriste oldukca kucuk bir internet salonu vardi ve acil islerimizi orada halledebildik...
Bizim gibi nasil bir yere gittigini bilmek isteyenler icin yazdim bu yaziyi da. Biraz gecikti ama ancak yukleyebildim resimlerimi:)
Efendim iyi tatiller:)

18 Ağustos 2009 Salı

Kışlık Biber Ziyafeti


Her yıl közlediğim biberleri sarımsakla lezzetlendirip turşu

yapardım. Bu tarifi duyduğumda ne yalan söyleyeyim, gözüm hiç tutmamıştı. “Közlenmiş biber ile haşlama bir olur mu?” demiştim. Ama tadına baktığım zaman lezzetine bayıldım. Geçen yıl hem közleyerek, hem de bu şekilde haşlayarak doldurdum kavanozlarımı. Önce haşlama yöntemiyle yaptıklarım bitti. Bu sene közleme yapmayı düşünmüyorum bile. Bu kadar övgüden sonra nasıl yaptığımı anlatayım:

Malzemeler:

-1,5 kg. salçalık biber

-1,5kg. köy biberi

-3 su bardaği sirke

-3 su bardağı ayçiçeği yağı

-1 büyük demet maydonoz

-8-10 diş sarımsak

-tuz

Yapılışı:

Önce biberleri yikayip saplarını ve çekirdeklerini ayıklıyoruz. Sonra lokmalık dogruyoruz.

Buyuk bir tencereye yağ, sirke ve 1,5-2 tatlı kaşığı tuz ekleyip kaynatıyoruz. Dogradığımız biberlerin yarısını kaynayan karışıma ekleyip 5dk. Kadar pişiriyoruz. Kevgirli kepceyle biberleri içinden başka birkaba alıp, kalan diğer yarısını pişirmeye başlıyoruz. Bu sırada irice doğradığımız maydonozları ve minikçe doğradığımız sarımsakları pişen biberlere katıp hepsini harmanlıyoruz.

Yağlı sirkeli karışım tencerede kalmalı. Pişirdiğimiz biberleri kavanozlara pa

ylaştırıp tencerede kalan sosu da kavanozlara paylaştırıyoruz. Soğumasını bekliyoruz.

Soğuduktan sonra kapaklarını sıkıca kapatıyoruz. Ortalama 1 hafta sonra yemeye hazır oluyor. Her yemeğin yanına atıştırmalık çıkarabilirsiniz. Ben ekmekle birlikte ara öğün bile yapıyorumJ Bu ölçülerle 5 kavanoz kadar çıkıyor. Kavanozları buzdolabında saklıyorum. Sanırım 10 kavanoz daha yer ayırabilirim dolaptaJ


Efendim afiyet olsun...

çilekli arama motoru